Paskalya Adası'nın Devleri: Moailer
Okyanusya'da Şili kıyılarına 3200 kilometre uzaklıkta
Polinezya Adalarının güneydoğusunda küçük bir ada vardır. Yüzölçümü 179
kilometre²den nüfusu 600'den (2002 yılı itibâriyle 3.791) ibaret olan bu ada
dünyanın sayılamayacak kadar çok adaları arasında tarihçileri en çok zorlayan
turistleri hayran bırakan ve bilim-kurgu romanlarına çağrışım yapan bir adadır.
Çünkü burada bulunan dev heykellerin (moai) ne zaman kimler tarafından ve niçin
yapıldığı bilinemiyor. Heykellerin dinsel anlamı tam olarak bilinmemekte
iskelet biçiminde yaşadığına inanılan ataları temsil ettikleri sanılmaktadır.
Erkek figürler "moai kavakava" dişi figürler de "moai pæpæ"
adıyla anılır. Moai bazen bereket törenlerinde ama genellikle hasat
kutlamalarında kullanılır ilk toplanan ürünler çevrelerine yığılırdı.Sebastian
Englert bu heykellerden 638 tanesini numaralandırmış ve kategorize etmiştir.
Esasında bu heykellerin daha önceden 1000 adedin üstünde olduğu tahmin
edilmektedir.
Bu adayı Hollandalı denizci Jacop Roggoveen 1772 yılının
Paskalya Günü'nde keşfetti. Onun için adına da "Paskalya Adası"
denildi. 1888'den bu yana bu ada Şili'ye aittir.
Resimde kıyıları saran Moailer gösterilmiştir
Adada çok sayıda bulunan heykeller volkan kayasından (Rano
Raraku yanardağının tüf ve taşlarından) yontulmuş. Bazıları ayakta bazıları
yere yatmış şekilde duruyor. Heykellerin bazıları dövmeli insan büstleridir.
Uzun kulaklı başlarının üzerinde taştan yontulmuş silindirlere de rastlanıyor.
Büstlerin bazıları 12 metre yükseklikte ve 50 tondan daha ağır. Büstlerin
bulundukları yere dikilmeden önce aynı kayadan yontuldukları fakat silindir
şeklindeki başlık veya şapkalarının ayrı taşlardan yapıldıkları anlaşılıyor.
Heykellerin hemen hemen hepsi deniz ufkuna boşluğa endişe
dolu ve meraklı gözlerle bakmakta meçhul bir şey'i veya bir insanı görmeye
çalışmakta sanki onu beklemektedir.
Fakat
ağaçtan yapılmış insan hayvan ve kuş heykelleri tahta oymalar bulmuşlardı.
Tahta oymalarda temsil edilen insanlar kaburga ve köprücük kemikleri adeta
fırlamış acayip bir görünüş almış sıska ve çok uzun boyluydular.
Paskalya
Adası'ndaki dev heykelleri ve yok olmuş medeniyeti açıklayan üç farklı görüş
var. Fakat bu görüşlerin hepsi de sadece varsayıma dayanıyor.
1. Görüş: Kıtaları Denize Gömüldü
Bu küçük adanın bulunduğu yer önceleri büyük bir kara
parçasıydı. Bu kara parçası birgün sulara gömülmeye başladı. İnsanlar
tanrıların gazabına uğradıklarına ve bu yüzden denize batırıldıklarına
inandılar. Bunun için de tanrıların gelmesini beklemeye ve ona yalvarmaya
başladılar. Yaptıkları bu heykeller bu yakarışın sembolüdür.
2. Görüş: Polinezya'da Medeniyet Vardı
Modern antropologlara göre Paskalya Adası'nın sakinleri
Polinezya etnik grubundandır. Burada çok çok eskiden bir medeniyet kurmuş;
fakat zamanla gerilemişlerdir. Yerlilerin ada için kullandıkları "Papa
Nui" adı o çok eski devletin veya milletin adıdır.
3. Görüş: Uzun Kulaklıklarla Kısa Kulaklıların Savaşı
Üçüncü görüş yerliler arasında bilinmeyen bir zamandan beri
söylenegelen bir efsaneye dayanmaktadır. Buna göre adada biri "uzun
kulaklı" diğeri "kısa kulaklı" insanlardan oluşan bir aşiret ya
da farklı (özel) insan ırkları vardı. Bu iki grup arasında uzun ve amansız bir
savaş başladı. Bu savaş her şeyi mahvetti. İnsanlar tükendi ve medeniyet çöktü.
Hayat bile durdu.
Görüldüğü gibi bu görüşler belgelere değil; varsayımlara
dayanmaktadır.
wikipedia.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder